31 Ekim 2025 Cuma

İnsanlar Çok mu Akıllıdır! – Bilim

 

İnsanlar diğer canlılardan çok farklı. Konuşmayı geliştirebildi. Böylece sosyal bağlantıları arttı. Bilgilerini paylaşmaya, birbirlerinden öğrenmeye başladılar. İlerleyen zamanda yazıyı keşfettiler. İşte o zaman çok şey değişti. Artık öğrendiklerini kaydedebiliyorlardı! Bilgilerin ulaştığı insan sayısı çok arttı. Bilgi birikimleri hızla yükselmeye başladı. Tarımı, bilimi, elektriği, makineleri keşfettiler. Sonunda şaşırtıcı teknolojiler geliştirdiler. İnsanlar çok akıllı görünüyor...

Bazı toplumlarda, çocuklara, yemek yedikten hemen sonra yüzmenin kramp girmesine ve boğulmaya yol açacağına dair korkutucu uyarılar yapılır. Bu inanışla büyüyen yetişkinler, havuz kenarında veya denizde, tok karnına suya girmemek için saatlerce bekler. Oysa kanıtlar, yemek yedikten sonra yüzmenin boğulmaya yol açacak kadar ciddi kramplara neden olmadığını göstermektedir. Bazı kültürlerde çocuklara balıkla ayran gibi süt ürünü tüketmenin zehirlenmeye yol açabileceği öğütlenir. Bu korku, çocuğun zihnine güçlü biçimde yerleşir. Yetişkin olduğunda bile bunun yalnızca bir halk inanışı olduğundan emin olamaz; yoğurt ya da ayran gibi ürünleri balıkla birlikte tüketmekten çekinir. Oysa bu korkunun bilimsel bir temeli yoktur. Eskiden çocuklara televizyonun radyasyon yaydığı söylenirdi. Bu bilgi birçok çocuğun zihninde iz bırakmış görünüyor. Yetişkinliklerinde televizyonun değil ama artık cep telefonlarının radyasyon yaydığına inanıyorlar. Oysa cep telefonları da eski televizyonlar gibi zararlı radyasyon yaymaz. Son bir örnek: Etlerin mutlaka pişirilmesi gerektiği bilgisi de küçük yaşta öğretilir ve zihinde kalıcı hale gelir. Bu bilgi doğrudur, çiğ etlerde ölümcül bakteriler bulunabilir. Çocukluğunda etlerin hep pişirildiğine tanık olan kişi, fabrikada "ısıl işlem uygulanmış" etleri de pişirmek zorunda hissedebilir. Oysa salam, sosis veya sucuk gibi ürünlerdeki mikrop ve bakteriler ısıl işlemle zaten yok edilmiş olur, artık çiğ et değillerdir. Bunlar yalnızca ısıtılarak da yenebilir. İnsanlar pek çok halk inanışının etkisi altındadır! Bunlar kolay yanılabildiklerinin göstergesidir.

Çocuklar, dünyaya dair ilk mantık süzgeçlerini ve kabulleri büyük ölçüde ailelerinden alırlar. Biraz daha büyüdüklerinde okulda çeşitli bilgiler, ideolojik ve diğer öğretiler aşılanır. Çocuk büyürken, sosyal çevresinin de etkisinde kalır. Karşılaştığı vurgular, tekrarlar ve örnekler zihninde derin izler bırakır! Zamanla eğitildiği bilgiler tartışılmaz gerçeklere dönüşür. Yetişkinliğe ulaştığında çoğu insan, artık kendi seçimi olduğunu sandığı bu ideolojileri ve inançları taklit ederek yaşamını sürdürür. Bu sınırların dışına çıkmaktan çekinir ve nadiren sorgular!

Yani insanlar genelde, ilk öğrendikleri bilgilere ve alışkanlıklara mahkûmdur! Örneğin, ilk olarak Google arama motorunu kullanmayı öğrenen birinin aklına kolay kolay başka bir arama motoru gelmez. Bazıları Yandex, DuckDuckGo gibi alternatiflerin farkına varsa bile çoğunlukla yine Google’ı tercih eder. Bilgisayarında ilk kez Windows’la karşılaşan kişi bu sistemi öğrenir ve zamanla ona alışır. Artık başka bir sistemi denemekte isteksiz olur; MacOS ona kullanışsız ya da kısıtlı görünür. Aynı şekilde, ilk bilgisayarı Apple olan biri için MacOS doğal, Windows ise karmaşık ve soğuk gelir. Benzer bir durum telefonlarda da görülür: İlk iPhone deneyimini yaşayan biri iOS’u, ilk Android Telefon kullanan ise Android’i “doğru sistem” olarak benimser. Sonraki telefon tercihleri de genellikle bu yönde olur.

Yapay Zekâ aslında bu insan eğilimlerinin dijital bir yansıması gibidir. ChatGPT gibi sistemler, eğitildikleri bilgi örüntülerini ve dili taklit ederler. Eğitildikleri çerçevelerin dışına çıkamazlar. Yani insanların çocukluktan itibaren eğitildikleri öğretileri, ideolojileri ve inançları taklit edip; bu çerçevelerin dışına çıkamamasına benzerler. YZ’ler eğitildikleri devasa verilerden bazen birbirleriyle ilgisiz bilgileri bir araya getirerek yanlış çıkarımlar yapabilir; buna “halüsinasyon” denir. İnsanlar da zaman zaman benzer şekilde, tam mantıksal bağ kuramadıkları bilgileri birbirine ekleyebilir ve yanlış sonuçlara varır. Bu nedenle söylentilere, uydurmalara çabuk kapılırlar! Çeşitli komplo teorilerinin etkisinde kalırlar. İnsanlar, inançları ve güvendikleri ideolojiler kullanılarak kolayca manipüle edilebilir. YZ ve insanlar arasındaki bu benzerlik, düşünme süreçlerimizin ne kadar kırılgan olabileceğini gösterir!

İnsanlar son derece zeki varlıklardır. Ancak örneklerde görüldüğü üzere, insan aklının hatasız ve mutlak üstün olduğu fikri abartılı olabilir. Günümüz yapay zekâ sistemleri artık çeşitli alanlarda insanlarla rekabet edebiliyor. İnsanın özel bir yeteneği olan dilde bile şaşırtıcı başarılar sergiliyorlar. Acaba insanın ‘En Akıllı Olma Tacı’nı kaptırması çok uzak olmayabilir mi!

Bunlar da İlginizi Çekebilir:
Yapay zeka neden inanılmaz derecede akıllı ve şok edici derecede aptal – Teknoloji
Yapay Zeka’nın Yetenekleri Biraz Abartılıyor Olabilir – Yapay Zeka
O Sohbet Robotuyla Yaptığım Konuşma – Teknoloji
Benlik Hissi - Teknoloji
Bilincin Gizemi - Bilim
Yapay Zeka İnsanları İşsiz Bırakacak mı – Teknoloji
Yapay Zekâ İnsanları Yönetebilir mi! – Bilim
Frankenstein - Teknoloji


29 Ekim 2025 Çarşamba

Bilincin Gizemi - Bilim

ChatGPT ve Gemini her söyleneni anlıyor. Hatta bizden daha bilgililer. Merak ettiklerimize kolayca erişmek için onlara sorular soruyoruz. Onlar da hiç sıkılmadan, nazikçe cevaplar veriyorlar. Sanki canlılarmış gibi! Bu kadar bilgiyi nasıl öğrendiler? Sanki artık Google’da bilgi aramaya gerek kalmadı; çünkü yapay zekâlar zaten her sorumuzu cevaplıyor.

Oysa çalışma mantıkları şaşırtıcı derecede basit. Bu Büyük Dil Modelleri, verilen kelime dizisine göre bir sonraki kelimenin ne olabileceğini olasılıksal olarak tahmin eder. Tek başına bu işlem sınırlıdır; sadece “hangi kelime gelmeli?” sorusuna yanıt arar. Fakat milyarlarca bağlantı bir araya geldiğinde, model dilin karmaşık örüntülerini fark etmeye başlar. İnternetteki devasa veri yığınlarıyla eğitilir. Kelimelerin bağlamını, duygusal tonlarını, hatta bazen ima edilen anlamları bile istatistiksel olarak tahmin edebilir. Aslında hiçbir şeyi “anlamaz”; sadece olasılıkları değerlendirir. Ama tahminleri o kadar isabetlidir ki, sanki dili gerçekten kavrıyormuş gibi görünür!

Beyindeki tek bir sinir hücresi (nöron) çok basit çalışır: diğer hücrelerden gelen elektriksel sinyaller belirli bir eşiği aşarsa ateşler, aşmazsa sessiz kalır. Ancak milyarlarca nöron bir araya geldiğinde, bu basit “ateşle” ya da “sessiz kal” kararları düşünme, öğrenme ve algılama gibi karmaşık süreçleri oluşturur. İnsan beyni de tıpkı yapay zekâlar gibi deneyimlerle eğitilir. Yaşadıkça ağdaki bağlantılar güçlenir ya da zayıflar; beyin çevresinden topladığı verilerle yeni örüntüler çıkarır ve akıllıca davranabilir.

Hem ChatGPT gibi yapay zekâlar hem de beyindeki zekâ, basit birimlerin bir araya gelerek oluşturduğu devasa ağdan doğar. Acaba “bilinç” sandığımız gizem, yalnızca bu ağların ortaya çıkardığı örüntüden başka bir şey olmayabilir mi! Bir taş tek başına bina etmez; ama milyonlarcası bir araya geldiğinde saraylar yükselir. Zekâ da tıpkı bunun gibi, çokluğun içindeki düzenle doğar.

Notlar:

Hesap makinesi çıktıktan sonra büyük matematiksel işlemleri yapmak için beynimizi zorlamamıza gerek kalmadı. Bilgisayarlar yaygınlaştıktan sonra örneğin karmaşık tablolar hazırlamak gibi işler artık daha kolaylaştı. Böylece daha karmaşık analizler yapmak ve stratejik kararlar üzerinde düşünmek için daha fazla zamanımız oldu. Artık makale yazmak da eskisi kadar zorlayıcı bir süreç olmaktan çıkıyor! ChatGPT ve Gemini benzeri yapay zekâlar metin hazırlama işini üstleniyor. Biz, metin ayrıntılarıyla uğraşmak yerine fikirleri geliştirmek, metnin bütününü şekillendirmek için kendimizi yoruyoruz!

Bu yazının editörü Okan Özçelik’tir. Sunmak istediği fikirlerin doğru şekilde aktarılmasını sağlamaya çalışmıştır. Yazı ChatGPT’ye hazırlatılmış, editör tarafından çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Metin, yapay zekâyla sürekli karşılıklı bir paslaşma içinde geliştirilmiştir. ChatGPT’de kullanılan yapay sinir ağıyla beyindeki sinir ağı arasındaki benzerlikler öne çıkarılmıştır. Basit bir çalışma prensibinden nasıl karmaşık düşüncelerin doğabildiği gösterilmek istenmiştir.

Bunlar da İlginizi Çekebilir:
Bilinç Aslında Nedir! – Beyin
İnsanın Aklından Geçenleri Okumak Mümkün Olabilecek mi? – Beyin
Bir Bilginin Bilince Ulaşması – Beyin
Zihinde Demokrasi - Beyin
Google’ın Sonu mu Geliyor! – Yapay Zeka



25 Ekim 2025 Cumartesi

Kan Satın Almak - Sahne

 

Richard: Bryce, asistanın mı?
Gavin: Hayır, elbette değil. O aktarım arkadaşım.
R: Yani?
G: Cidden parabiyozu bilmiyor musun sen?
R: Biliyorum diyemem.
G: Aslında bilimsel olarak ilgi çekici.
Fiziksel olarak fit, genç bir donörün kanını almak yaşlanma sürecini epey geciktiriyor!
Ve Bryce da bir sağlık timsali.
Şuna baksana. Nazi propaganda modellerine benziyor diğ mi!
R: Vaav!...

Gavin, Hooli’u kurmuştur ve çok zengin olabilmiştir. Kendisine genç, sağlıklı bir kan tedarikçisi tutar; böylece kendi bedenini de genç ve dinç tutabileceğine inanır. Bu sahnede Sergey Brin hicvedilmektedir.☺

Google'ın kurucularından olan Sergey Brin "ölüme çare bulmaktan" başka hiçbir şey ummuyor. Brin tarafından yönetilen Calico ise bu sorunu çözmek için bir ilaç şirketi olan AbbVie'ye ortak oldu. Bu uğurda milyarlarca dolar yatırım yapmış durumda!


Sahne: Silikon Vadisi

Sahnede aslında Clive M. McCoy’in deneyine hoş bir gönderme yapılıyor.
1956'da Cornell Üniversitesi'nden Clive M. McCoy, iki sıçanın kan damarlarını birbirine dikmişti. Bunlardan biri yaşlı ve bitkin, diğeriyse genç ve zindeydi. McCoy, yaşlı sıçanın gittikçe gençleştiğini, genç içinse durumun tam tersi olduğunu fark ettiğinde büyük bir şaşkınlık yaşamıştı.

Bunlar da İlginizi Çekebilir:
Ölümsüzlük Arayışı - Bilim
Google: Dijital ölümsüzlük 2045’te
Ölümsüz İnsan - Teknoloji
Dergi: Ölümsüzlük
Sayısal Beyin Üzerine Hayaller ve Düşünceler - Zihin Felsefesi