ChatGPT ve Gemini her söyleneni anlıyor. Hatta bizden daha bilgililer. Merak ettiklerimize kolayca erişmek için onlara
sorular soruyoruz. Onlar da hiç sıkılmadan, nazikçe cevaplar
veriyorlar. Sanki canlılarmış gibi! Bu kadar bilgiyi nasıl
öğrendiler? Sanki artık Google’da bilgi aramaya gerek kalmadı;
çünkü yapay zekâlar zaten her sorumuzu cevaplıyor.
Oysa
çalışma mantıkları şaşırtıcı derecede basit. Bu Büyük Dil
Modelleri, verilen kelime dizisine göre bir sonraki kelimenin ne
olabileceğini olasılıksal olarak tahmin eder. Tek başına bu
işlem sınırlıdır; sadece “hangi kelime gelmeli?” sorusuna
yanıt arar. Fakat milyarlarca bağlantı bir araya geldiğinde,
model dilin karmaşık örüntülerini fark etmeye başlar.
İnternetteki devasa veri yığınlarıyla eğitilir. Kelimelerin
bağlamını, duygusal tonlarını, hatta bazen ima edilen anlamları
bile istatistiksel olarak tahmin edebilir. Aslında hiçbir şeyi
“anlamaz”; sadece olasılıkları değerlendirir. Ama tahminleri
o kadar isabetlidir ki, sanki dili gerçekten kavrıyormuş gibi
görünür!
Beyindeki tek bir sinir hücresi (nöron) çok
basit çalışır: diğer hücrelerden gelen elektriksel sinyaller
belirli bir eşiği aşarsa ateşler, aşmazsa sessiz kalır. Ancak
milyarlarca nöron bir araya geldiğinde, bu basit “ateşle” ya
da “sessiz kal” kararları düşünme, öğrenme ve algılama
gibi karmaşık süreçleri oluşturur. İnsan beyni de tıpkı yapay
zekâlar gibi deneyimlerle eğitilir. Yaşadıkça ağdaki
bağlantılar güçlenir ya da zayıflar; beyin çevresinden
topladığı verilerle yeni örüntüler çıkarır ve akıllıca davranabilir.
Hem ChatGPT gibi yapay zekâlar hem de
beyindeki zekâ, basit birimlerin bir araya gelerek oluşturduğu
devasa ağdan doğar. Acaba “bilinç” sandığımız gizem,
yalnızca bu ağların ortaya çıkardığı örüntüden başka bir
şey olmayabilir mi! Bir taş tek başına bina etmez; ama milyonlarcası
bir araya geldiğinde saraylar yükselir. Zekâ da tıpkı bunun
gibi, çokluğun içindeki düzenle doğar.
Notlar:
Hesap
makinesi çıktıktan sonra büyük matematiksel işlemleri yapmak
için beynimizi zorlamamıza gerek kalmadı. Bilgisayarlar
yaygınlaştıktan sonra örneğin karmaşık tablolar hazırlamak gibi işler artık daha
kolaylaştı. Böylece daha karmaşık analizler yapmak ve stratejik
kararlar üzerinde düşünmek için daha fazla zamanımız oldu.
Artık makale yazmak da eskisi kadar zorlayıcı bir süreç olmaktan
çıkıyor! ChatGPT ve Gemini benzeri yapay zekâlar metin hazırlama
işini üstleniyor. Biz, metin ayrıntılarıyla uğraşmak yerine fikirleri geliştirmek, metnin bütününü şekillendirmek için kendimizi yoruyoruz!
Bu yazının editörü Okan Özçelik’tir. Sunmak istediği fikirlerin doğru şekilde aktarılmasını sağlamaya çalışmıştır. Yazı ChatGPT’ye hazırlatılmış, editör tarafından çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Metin, yapay zekâyla sürekli karşılıklı bir paslaşma içinde geliştirilmiştir. ChatGPT’de kullanılan yapay sinir ağıyla beyindeki sinir ağı arasındaki benzerlikler öne çıkarılmıştır. Basit bir çalışma prensibinden nasıl karmaşık düşüncelerin doğabildiği gösterilmek istenmiştir.
Bunlar da İlginizi
Çekebilir:
Bilinç
Aslında Nedir! – Beyin
İnsanın
Aklından Geçenleri Okumak Mümkün Olabilecek mi? – Beyin
Bir
Bilginin Bilince Ulaşması – Beyin
Zihinde
Demokrasi - Beyin
Google’ın Sonu mu Geliyor! – Yapay Zeka

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder