BİLGİLERİN BİR ARAYA GETİRİLMESİ
"Bilincin"
oluşturulma süreci, başarılı bir müteahhidin inşaat projesi
için gereken malzemeleri ve ustaları bir araya getirmesi gibi
düşünülebilir. Bilinç, ait olmanın gizemini rastlantısal
varoluşlarıyla ortaya çıkaran akıl ögelerini bir araya getirir.
Bunlar, bana (ya da size) bazen duyguların üstü kapalı ve
incelikli diliyle, bazen sıradan imgelerle ya da durum için uygun
kelimelerle ifade bularak, bunları düşünen, bu görüntüleri
gören, bu sesleri duyan ve bu duyguları hisseden kişinin ben
olduğumu (ya da siz olduğunuzu) bildirir. "Ben" ve "siz",
zihinsel ve bedensel bileşenlerle tanımlanır. Zihinsel
olaylarla genel vücut fizyolojisi arasındaki bağlantı sağlam bir
şekilde kurulduğu sürece sorun yoktur. Sadece beyniniz değil,
tüm organizmanız üzerinde sizin yararınıza olan ve sonu gelmeyen
bir oyunun sahnelendiği açık bir sahne olduğu için bilincin
oluşturulmasından sorumlu "müteahhidiniz", dünyanın
ayaklarınızın altına serileceğini söyler. Bilinci inşa etmek
için tek tek döşenen tuğlalar bilgiden ibarettir; bu bilgiler,
aklın diğer bölümlerinde yer alanlardan farklı değildir.
Substratı (alt katmanı), sayıları sürekli artan imgelemlerdir;
bunlara, beyin ile vücut arasındaki etkileşimlerine dayanan ve
duygu adını verdiğimiz, mücadele ile tamamlanan karma imgeler de
dahildir. Aklın işleyiş yollarında, üst üste yığılmış
bilgi ögeleri, yani yaşadığımız anı tanımlamaya yardımcı
olan imgeler yığını, var olduğumuzun şaşmaz
göstergesidir.
Bilinç, akan imgeler sırasında
otomatik olarak bu imgelerin kime ait olduğu, onun organizmasında
gerçekleştiği ve en nihayetinde aklın da o kişiye ait olduğu
düşüncesini ortaya koymaya yetecek şekilde bilgilerin bir araya
getirilmesidir. Bilincin sırrı, bilgileri bir araya getirmek ve bu
bilgiyi, aklın "kimlik" belgesi olarak sunmaktır. Çok
sayıda imge işlendiğinde bütünleştirme devreye girse de bilinç,
yalnızca zihinsel ögelerin bütünleştirilmesinden ibaret
değildir.
Geriye dönüp bakıldığında, bilinç
arayışında tekrar tekrar yapılan hata, onu "özel" bir
işlev, hatta ayrı bir "madde", akıl ya da temelleriyle
bağlantısı olmayan ama akıl sürecinde hissedilen bir koku gibi
ele almak olmuştur. Soruna çok daha makul çözümler düşünenler
bile, konuyu olması gerektiğinden daha gizemli hale getirmiştir.
Alıntı: Hissetmek ve Bilmek: Aklın Bilinç Kazanması - Antonio Damasio
Gerçekten çoğumuz “bilincin sırrını” olması gerektiğinden daha gizemli hale getiriyoruz. Belki bilinci yapay olarak oluşturmak da göründüğü kadar zor olmayabilir, en azından gelecekte.☺
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder