Konferansta, geliştirdikleri biyonik
gözü anlatmakta. Beyinle doğrudan iletişim kurabilen bir makine.
Bu, şu an bize imkansız gibi
görünen bir çok şeyin gelecekte mümkün olabileceğini
gösteriyor. Belki 2-3 yüzyıl sonra beyne bağlı robotlar
geliştirilebilir, Cyborglar. :-)
- Cihaz
iki parçadan oluşuyor, birisi kodlayıcı diğeri ise dönüştürücü.
Kodlayıcı tam olarak biraz önce söylediğim şeyi yapıyor.
ön-yüz devresinin yaptıklarını taklit ediyor -- görüntüyü
alıyor ve bunu retinanın koduna dönüştürüyor. Ardından
dönüştürücü çıkış hücrelerinin kodu beyine iletmesini
sağlıyor, ve böylece normal retinal çıkış üretebilen retinal
bir protez elde etmiş oluyoruz.
Böylece tamamen kör bir retina, hiç önyüz devresi olmasa dahi,
hiç bir fototoreseptörü olmasa dahi, beynin anlayabileceği normal
sinyaller üretip beyine gönderebilecek hale geliyor. Şimdiye kadar
hiç bir cihaz bunu yapamamıştı.
-
Sadece retinanın yaptıklarını matematiksel formüllerle
özetliyoruz. Ve böylece, bir manada bu eşitlikler, kod kitabına
benzer bir görev görüyor. Bir görüntü geliyor, bazı
eşitliklerden geçiyor, ve buradan aynen normal bir retinanın
üreteceği şekilde elektrik darbe dizileri çıkıyor.
- Gördüğünüz
gibi kodlayıcı-dönüştürücü ile tedavi edilmiş kör bir
hayvandan alınan çıkış dizileri normal çıkış dizilerine
gerçekten oldukça benziyor -- kusursuz değil, fakat oldukça iyi
-- ve standart protez ile tedavi edilmiş kör bir hayvandan alınan
diziler ise normal dizilere benzemiyor. Yani standart yöntem ile,
hücreler çıkış üretiyor, bu çıkış normal çıkış
dizilerine benzemiyor çünkü doğru kodlar kendilerine gelmiyor.
(Burada
çıkış dizileri dediği, retinanın arkasından çıkan sinir
hücrelerine ulaşan elektrik sinyalleri darbeleridir. Doğru
elektrik sinyali kodu çıktığında beyin görebilir.)
-
Şimdi özetlemek istiyorum, tabii daha önce de bahsettiğim gibi,
eğer ilgileniyorsanız çok fazla veri var, fakat burada sadece
beyin ile beynin kendi dilinde iletişim kurulabilmesi temel fikrini
vermek, ve bunu yapabilmenin potansiyel gücünden bahsetmek
istiyorum. Yani durumumuz, iletişimin beyinden aygıta doğru olduğu
motor protezlerinden oldukça farklı. Burada dış dünyadan beyin
ile iletişim kurup beynin bu iletişimi anlaması gerekiyor.
-
Son olarak söylemek istediğim şey, bu fikrin
genelleştirilebileceğinin altının çizilmesi gerektiğidir. Yani
retinanın kodunu bulmak için kullandığımız stratejinin aynısını
diğer bölgelerin kodunu bulmak için de kullanabiliriz, örneğin,
işitme sistemi, ya da hareket sistemi için, yani işitme
engellilerin veya felçlilerin tedavisinde kullanabiliriz. Yani
aynen retinadaki zarar görmüş devreyi atlayarak retinanın çıkış
hücrelerine erişebildiğimiz gibi, kulak salyangozundaki zarar
görmüş devreyi atlayarak işitme sinirlerine erişebilir, beyin
kabuğundaki zarar görmüş kısmı atlayarak felç sebebiyle
oluşmuş açıklığı kapatabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder