Bazen bir resim ya da yazı bize bir şey hatırlatır. Ne zaman aynı
bilgiyi hatırlasak, beynimizde hep aynı sinir ağı örüntüsü devreye girer.
Bir düşüncenin aklımıza gelmesi de o düşünceyle ilişkili
sinir ağı örüntüsünün tekrar ateşlenmesiyle gerçekleşir.
Peki
gelecekte bir insanın aklından geçenler okunabilecek mi? Aslında
aklımıza gelen düşünceler ile beynimizde ateşlenen sinir ağları ilişkilidir. Bu sinir ağları yeterince
hassas biçimde takip edilebilirse, düşüncelerimizi belli bir
ölçüde çözümlemek mümkün olabilir.
***
Fried ve çalışma
arkadaşları elektrotları ön temporal loba yerleştirdiklerinde,
hemen dikkate değer bir bulgu buldular. İnsanlardaki tek tek
nöronların resim, isim ve hatta bir kavrama karşı olağanüstü
seçici olabildiğini keşfettiler. Bir hastayı yüzlerce yer,
nesne, yüz ve kelimeyle bombardıman eden ekip, genellikle bir ya da
iki resmin belli bir hücreyi tetiklediğini buldu. Örneğin bir
nöron sadece ve sadece Bill Clinton’ın resimleri gösterildiğinde
ateşleme yaptı. İnsanlara ait nöronların çok sayıda fotoğrafa
verdiği tepkinin seçici olduğu yıllardır bildiriliyor. Bu
fotoğraflar arasında hastanın aile fertleri, Sydney Opera House ya
da White House gibi meşhur mekânlar ve hatta Jennifer Aniston ve
Homer Simpson gibi televizyon ünlülerinin fotoğrafları var. Bu
nöronları aktive etmek için yazılı kelimenin genellikle yeterli
olması dikkat çekiyor: aynı nöron “Sydney Opera” kelimeleri
ve bu meşhur kent simgesinin görüntüsü karşısında ateşleme
yapacaktır.
Bir elektrotu körlemesine yerleştirip
rastgele bir nöronu dinleyerek Bill Clinton hücresini
bulabileceğimizi bilmek insanı büyülüyor. Bunun anlamı,
herhangi bir anda gördüğümüz görüntüye tepki olarak
milyonlarca hücrenin ateşleme yapması gerektiğidir. Ön temporal
lobdaki nöronların kişi, konum ve hatırlanabilir olan diğer
kavramlar için yaygın dahili bir kod oluşturduğu düşünülüyor.
Clinton’ın yüzü gibi her bir belirli resim, faaliyette olan ve
olmayan nöronların belli bir örüntüsünü tetikliyor. Bu kod o
kadar hatasız ki, hangi nöronların ateşleme yapıp hangilerinin
sessiz kaldığına bakarak kişinin ne gördüğünü yüksek
doğrulukla tahmin etmesi için bir bilgisayar eğitebiliriz.
...
Bu bilinç kodu
bariz biçimde sabittir ve tekrarlanabilir: hasta ne zaman Bill
Clinton’ı düşünse aynı hücreler ateşleme yapar. Aslında
hiçbir nesnel dış uyarı olmadığı durumda eski başkanın
resmini sadece kafada canlandırmak bile bu hücrenin faaliyete
geçmesi için yeterlidir. Ön temporal lobdaki nöronların büyük
bölümü, gerçek resimler ve zihinde canlandırılan resimler için
aynı seçiciliği gösterir. Bellektekilerin anımsanması da bu
nöronları faaliyete geçirir. Hasta The Simpsons videolarından
birini izlerken ateşleyen tek bir hücre, tamamen karanlık
ortamdayken o filmin klibini seyrettiğini her hatırladığında
yine ateşledi.
...
Sabit konum hücrelerinin bulunduğu arka singulat bölgesi, “konum hücrelerinin” yer aldığı parahipokampal girus (hipokampusun [beyin çıkıntısının] yanında) denilen bölgeyle yakından ilişkilidir. Bir hayvan mekânda belli bir yer tuttuğu zaman (örneğin bildiğimiz bir odanın kuzeydoğu köşesi) bu nöronlar ateşleme yapar. Konum hücreleri, çeşitli duyusal ipuçlarına karşı son derece sabittir, hatta hayvan zifiri karanlıkta dolaşırken mekân seçici ateşlemeye devam ederler. Bu nöronların, hayvanın nerede olduğuna dair ne düşündüğünü bariz bir şekilde kodlaması çok ilginçtir. Bir fare zeminin, duvarların ve tavanın rengi değiştirilerek tanıdık başka bir odaya dönüştürülen mekâna “ışınlanırsa,” hipokampustaki konum hücreleri bu iki yorum arasında kısa bir süre bocalar, ardından bu yanıltıcı odaya uygun ateşleme örüntüsüne alışır. Bu bölgedeki nöron sinyallerinin kod çözümlemesi son derece geliştiği için, sinir hücrelerinin ortak ateşleme örüntüsüne bakarak hayvanın nerede olduğunu (ya da nerede olduğunu sandığını) söylemek mümkün hale geldi. Hatta konumsal yörüngenin adeta hayali olduğu uyku sırasında bile mümkün hale geldi. Birkaç yıl içinde, düşüncelerimizin gerçek dokusunu şifreleyen benzer soyut kodların insan beyninde çözülebilir olacağını düşünmek fazla abartılı görünmüyor.
Alıntı: Bilinç ve Beyin - Beynin Düşüncelerimizi Nasıl Kodladığını Çözmek - Stanislas Dehaene
***
Aslında Stanford Üniversitesi'nde beyne yerleştirilen mikroelektrotlarla, bireylerin dilsel düşüncelerini (iç seslerini) %74 doğrulukla çözümleyebilen bir beyin–bilgisayar arayüzü geliştirildi bile: Yeni beyin implantı, kişinin 'iç monologunu' çözebiliyor