30 Mart 2025 Pazar

Apple Ürünü Kullanmak Özgürlük müdür - Teknoloji

“Her zaman, yaptığımız her üründeki temel teknolojiye sahip olmak ve onu kontrol etmek istemişimdir.”
Steve Jobs

1984’te Steve’in bebeği, –yani ilk Macintosh bilgisayarı– içinde bir soğutma fanı olmadan gönderilmeye başlandı. Fan sesi Jobs’ı deli ediyordu ve bu yüzden mühendislerin ateşli bir şekilde karşı çıkmalarına (ve hatta sonraki modellere onun bilgisi dışında, gizlice fan takmış olmalarına) karşın Mac’te fan olmaması konusunda ısrar etmişti. Müşteriler makinelerinin aşırı ısınmasını önlemek için “Mac bacası” –makinenin tepesine yerleştirilip ısı döngüsü sayesinde makinenin ısısını dışarı vermek üzere tasarlanmış karton soba boruları– satın alıyordu. Baca çok komik görünüyordu –deli şapkası gibiydi– ama makinelerin eriyip gitmesini önlüyordu.
...
Jobs tam bir mükemmeliyetçidir ve bu özelliği onun ve kurduğu şirketlerin aynı olağandışı çalışma yöntemini izlemesine yol açmıştır. Bu yöntem, donanım, yazılım ve aldıkları hizmetler üzerinde sıkı bir kontrolü elinde tutma şeklindeydi. Jobs en başından başlayarak her zaman makinelerini sıkıca kapatmıştır. Müşterilerin karışıp değişiklik yapmasını önlemek için Jobs’ın sistemleri, ilk çıkan Mac’ten en son çıkan iPod’a kadar hep mühürlü bir şekilde kapalı kalmıştır. Jobs’ın yazılımına bile uyarlama yapmak zordur.
Bu yaklaşım, teknolojilerini kişiselleştirmek isteyen mühendis ve hacker’ların egemen olduğu bir endüstride çok olağandışı bir durumdur. Aslında bu, fiyatların aşağı çekildiği tüketiciye yönelik donanım pazarındaki Microsoft’un egemen olduğu bir çağda büyük bir kesim tarafından felç edici bir eğilim olarak kabul edilmiştir.
Ama şimdi müşteriler dijital müzik, fotoğrafçılık ve video için kaliteli ve kullanımı kolay aletler istiyor. Jobs’ın widget’lar üzerinde kontrolü ele alma yönündeki ısrarı teknoloji endüstrisindeki yeni mantra haline gelmiştir. Microsoft’un ticari ürün yaklaşımının öncülüğünü yapmış olan patronu Bill Gates bile taktik değiştirip Jobs’ın hamle çizgisine öykünmektedir. Gates yazılım kadar donanım da üretiyor –Microsoft’un Zune ve Xbox adlı ürünleri Microsoft’un kendi “dijital merkez” anlayışının tam merkezindedir. Bütün parçaları kontrol etmek son otuz yıldır yanlış model olabilir ama önümüzdeki otuz yıl –dijital eğlence çağı– için doğru model budur.
...
Jobs sıradışı bir kontrol delisidir. Apple’ın yazılım, donanım ve tasarım işlerini kontrolü altında tutar. Apple’ın pazarlama ve online hizmetleri onun kontrolündedir. Çalışanların yediği yemekten ailelerine, yaptıkları iş konusunda verebilecekleri bilgilere kadar organizasyonun işleyişinin bütün yönlerini kontrol eder.
...
Kökenleri ne olursa olsun Jobs’ın kontrol delisi eğilimleri efsane malzemesidir. Apple’ın kurulduğu ilk günlerde Jobs, ateşli bir şekilde açık, erişilebilir makineler yapmayı savunan arkadaşı ve kurucu ortağı Steve Wozniak ile kavga etti. Hackerların hackerı Wozniak bilgisayarların kolayca açılıp uyarlama yapılabilir olmasını istiyordu. Jobs ise tam tersini: kapalı ve değiştirilmesi olanaksız makineler. Jobs’ın çoğunlukla Wozniak’ın yardımı olmadan üretimini yönettiği ilk Mac’ler sadece uzun özel tornavidalarla açılabilen özel vidalarla sıkı sıkıya kapalı olarak çıkarıldı.
Jobs, son olarak, yazılım geliştiricilerini neredeyse hemen başlangıçta iPhone’dan dışladı.
Jobs’ın iPhone’u sunuşunu izleyen haftalarda iPhone’un kapalı bir platform olacağı yönünde büyük bir yaygara koparan blogcu ve uzmanlardan büyük bir protesto sağanağı geldi. iPhone Apple’dan başka bir yazılımı çalıştırmayacaktı. iPod son zamanların en gözde tüketici elektroniği platformlarından biri olarak konumlanmıştı ama yazılım endüstrisi için tam bir yasak meyveydi. Telefonun web tarayıcısında çalışan web uygulamaları dışında üçüncü taraf uygulamaları yasaktı. Pek çok eleştirmene göre geliştiricileri bu şekilde dışlamak Jobs’ın kontrol etme eğilimlerinin tipik bir özelliğiydi. Jobs, dışarıdaki programcıların aletinin mükemmel Zen’ine zarar vermesini istemiyordu.
ZDNet’in başyazarı Dan Farber şöyle diyor: “Jobs yarattıklarının değersiz programcılar tarafından talihsizce mutasyona uğratıldığını görmek istemeyen güçlü iradeli, elitist bir sanatçıdır. Böyle bir durum, sokaktaki bir insanın bir Picasso tablosuna birkaç fırça vurması ya da bir Bob Dylan şarkısının sözlerini değiştirmesi gibi bir şeydir.”
...
iPod ve iTunes ekosistemini ortaklara kapalı tutma stratejisi, uzmanlar tarafından Jobs’ın bütün kontrolü elinde tutma arzusunun başka bir örneği olarak da değerlendirilmektedir. Eleştirmenler Jobs’ın, rakiplerine iTunes online müzik mağazasından satın alınan şarkıların diğer üreticiler tarafından üretilen MP3-çalarlarda da çalınabilmesine izin verecek şekilde bir lisans vermesi gerektiğini ileri sürmektedir. Şu anda iTunes online müzik mağazasından satın alınan şarkılar, şarkı dosyalarına ekli Digital Rights Management olarak bilinen kopya koruma kodu nedeniyle sadece iPod’larda çalınabilmektedir.
Başkaları Jobs’ın tam tersini yapması gerektiğini savunuyor; iPod’u Microsoft’un rakip Windows Media Player formatına açmasını. Windows bilgisayarlarında müzik dosyaları için varsayılan dosya formatı WMA’dır. Windows bilgisayarlarında açılan ya da Napster ve Virgin Digital gibi bir online mağazadan alınan CD’ler genellikle WMA dosyası olarak kodlanır. (iPod ve iTunes şu anda WMA dosyalarını alıp onları iPod’un seçili formatına –AAC– dönüştürebilmektedir.)
Tahmin edilebileceği üzere, bazı eleştirmenler Jobs’ın bütün kontrolü elinde tutma yönündeki kökleşmiş gereksinimi nedeniyle iPod ya da iTunes’u Microsoft’un formatlarına ya da diğer dış ortaklara açmayı reddettiğini ileri sürüyordu. Rekabet halindeki Rhapsody müzik hizmetini işleten RealNetworks şirketinin kurucu CEO’su Rob Glacer New York Times gazetesine Jobs’ın “ideoloji” adına ticari mantığı kurban ettiğini söylemişti. 2003’te konuşan Glacer şöyle diyordu: “Artık Apple’ın neden şu andan itibaren beş yıl ortam yürütücüsü pazarının yüzde 3 ila 5’ini elinde tutacağı kesinlikle açıktır... Dünya tarihinde melezleştirme daha iyi sonuçlar vermiştir.”
Glacer ve diğer karşı çıkanlar eski zamanların Windows-Mac savaşıyla açık bir benzerlik görebiliyordu: Apple’ın Mac’in kullanım lisansını kimseye vermek istememesi şirketin bilgisayar pazarında ilk başlardaki ezici liderliğini yitirmesiyle sonuçlanmıştı. Microsoft, kendi işletim sisteminin kullanım lisansını her isteyene vererek hızla baskın bir konuma yükselirken Apple oyuncaklarını kendine saklamıştı. Sonuçta Mac Windows’tan çok daha ileri olmasına karşın pazarın çok ince bir dilimine mahkum oldu.
Bazı eleştirmenler aynı şeyin iPod ve iTunes konusunda da olacağını, Jobs’ın bu oyunu diğerleriyle birlikte oynamak istememesinin Apple’ın PC alanında uğradığı bozguna dijital müzikte de uğraması ile sonuçlanacağını ileri sürmüştür. Gözlemciler en sonunda Microsoft’un PlaysForSure sertifikası gibi her gelene lisans veren açık bir sistemin düzinelerce online müzik mağazası ve MP3-çalar üreticisi tarafından kabul edilip Apple’ın tek başına yapma yaklaşımına baskın geleceğini savunmuştur. Eleştirmenler Apple’ın açık bir pazardan doğal bir biçimde yükselen sert bir rekabetle karşılaşacağını söylüyorlardı. Fiyat ve ürün özellikleri konusunda birbirini geçmek isteyen rakip üreticiler bir yandan aletlerini geliştirirken diğer yandan da fiyatları sürekli aşağı çekeceklerdi.
Apple ise sadece kendi mağazalarında satılan şarkıları çalabilen pahalı ortam yürütücülerinin bulunduğu ütopik dünyasına sıkışıp kalacaktı. Eleştirmenlere göre bu bir Steve Jobs klasiğiydi: iPod’u kendine saklama arzusu aletin sonunu getirecekti. Microsoft ise ortaklarından oluşacak lejyonlarla Mac’e yaptığının aynısını iPod’a da yapacaktı.
...
Yazılım geliştiriciler de Apple’ı smartphone pazarında Microsoft, Google, Nokia ve Symbian gibi rakiplerin önüne geçme fırsatını tepmekle suçlayarak bir şok ve öfke içinde tepki gösteriyordu. Apple bu öfkeyi dindirmek için 2008 Şubat’ında bir yazılım geliştirme kiti ile iPhone’u üçüncü tarafların yazılımlarına açma planını duyurdu.

Alıntılar: Nasıl Steve Jobs Olunur (Inside Steve's Brain)


iPhone ilk piyasaya çıktığında şöyle bir durum vardı: Sadece Apple’in sunduğu uygulamalar kullanılmak zorunda kalınırdı. Örneğin video seyretmek için sadece Apple’in kendi Medya Oynatıcısı kullanılabilirdi. Apple başka seçeneğe izin vermezdi. Yani kullanıcının imkanları sınırlı kalırdı. Her şey Apple’in kontrolünde olurdu. Ama bir yıl sonra olanakları arttırdı. App Store üzerinden farklı uygulamaların yüklenmesine izin veriyor. Ama Apple’in onaylamadığı hiçbir uygulama yüklenemez. App Store dışında bir uygulama yüklenmesine izin vermiyor. Bu durumda, kullanıcı ne kadar özgür olabilir. Sadece Avrupa Birliği'nde Dijital Pazarlar Yasası (DMA) zorunluluğuyla, kullanıcıya App Store dışında uygulama yükleme hakkını verdi. Ama kullanıcıya bu hakkı huzurlu şekilde vermiş gibi görünmüyor. Peki Android Telefonlarda durum nedir. Telefona Google Play Store dışında uygulama yüklenebiliyor. Amazon Appstore gibi farklı mağazalardan seçim yapılabiliyor. Mağazaların dışında başka uygulamalar yüklenebiliyor. Google Pixel markalı Android Telefon vardır. Ama başka şirketler de Android Telefon üretebilmektedir. Böylece Android Telefonlar yaygınlaşabilmiştir. Birbiriyle uyumlu başka markalarda telefonlar var olmuştur böylece. Ama telefon üreticilerinin iPhone’la uyumlu telefon üretmeleri yasaktır. Gerçi tüm bunlara rağmen iPhone’in küresel pazar payı %15’den yüksektir; ABD pazar payı %50’den yüksektir. Bilgisayar üretiminde durum şudur. Windows’u tek bir PC üreticisi değil, her PC üreticisi kullanabilmektedir. Böylece Windows yaygınlaşmıştır. Daha çok kullanıcı tarafından bilinir olmuştur. Andrid Telefonlar gibi farklı PC’ler arasında uyum vardır.

Bunlar da İlginizi Çekebilir:
Apple’in Başarısının Sırrı - Teknoloji

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder