Burada size bürokratik mantığın batırmaya çalıştığı bir devden, hem de teknolojik alandaki bir devden örnek vermek istiyorum. Bir zamanlar ismi başarı ile anılan, zaman içinde cep telefonu sektörünün hâkimi olan Finlandiya kökenli Nokia şirketinin nasıl bürokratik mantık ve korkaklık ile iflasın eşiğine geldiğinden bahsedeceğim.2007 yılının sonunda şirketin hisse değeri 42 doları aşmıştı. Şirketin piyasa değeri yaklaşık 150 milyar doları bulmuştu yani gelecek Nokia’ya aitti.
Nokia’nın cep telefonu sektörüne hâkim olduğu 2007 yılında, Apple şirketi dokunmatik ekranlı akıllı telefonunu piyasaya sürdü. Ancak Nokia bu gelişmeyi pek de ciddiye almadı ve Google Android çıktığında da bürokratlar bu gelişmelere nasıl cevap vereceklerine karar veremediler.
2010 senesinde Nokia’da Finlandiyalı olmayan bir CEO işe başladığında organizasyon değişikliği artık kaçınılmazdı ve zamanında verilmeyen kararların neden olduğu olumsuz sonuçlar faiziyle birlikte ödenmek durumundaydı. Nokia şirketinin hisseleri Temmuz 2012’de iki doların altına düşmüştü yani beş seneden daha az bir zamanda piyasa değerinin %95’ini kaybetmişti.
Şirketin bu finansal faciasını araştıran basın mensuplarına sanıyorum en iyi açıklamayı A. Lahtiranta adında bir çalışan yaptı: “Bir işi yapabilmek için 150 kişiden onay almak gerekiyordu ama herhangi bir işin durdurulması içinse tek kişinin isteği yeterli oluyordu. Tüm sistem hata yapmamak üzere kuruluydu.” Sizin de bildiğiniz gibi bu arkadaşın bahsettiği, devlet dairelerinde uygulanan yönetim mantığının aynısıdır. Yani “Neden risk alayım ki” diye düşünerek tepedekilerin kendilerini sorumlu tutmasından daima kaçınırlar.
Dikkat ederseniz bir evrakta birçok imza varsa ve herhangi bir sorun söz konusuysa orada imzası olan herkes diğerlerini hedef gösterecektir. Ancak evrakta sadece bir iki kişinin imzası varsa kimin sorumlu olduğunu anında anlayacaklardır, değil mi?
Alıntı: Su'dan Cola'ya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder