25 Haziran 2013 Salı

Hayat Oyunu 2 - Yazılım ve Felsefe

Stephen Hawking yaşamın bilgisayarda simüle edilebileceğini anlatıyor. Basit birkaç kuralla başlayan sistem zamanla yaşam belirtileri gösterebilen karmaşık yapıya ulaşabilir. Conway'in Hayat Oyunu'ndan bahsediyor. Yazılım çalıştırıldıktan nice zaman sonra bilinci bile oluşturabileceğini anlatıyor.



Bu yazılım kişisel bilgisayarların yeni çıktığı dönemde yazılmış. 1970'li yıllar. Epey geçmişte kalmış gibi. O zamanın teknik imkanlarına göre hayal edilmiş. Çok az bellek ve işlemci kapasitesi vardı. Yazılım teknikleri kısıtlıydı. Günümüzde canlıyı daha becerikli temsil edebilecek yazılımlar geliştirilebilir. Biyomorf denen yazılımlar da geliştirildi. Canlının ekrandaki görüntüsü üzerinde etkili olan 5-10 gen değeri tanımlanabiliyor. Örneğin A geninin değeri canlı grafiğinin genişliğini temsil edebilir. B geni ise içerideki bir açının ne olacağını temsil edebilir. Bilgisayar bu genlerdeki değerlere göre ekrana canlı grafiğini çiziyor. Bu canlı temsili, kopyalarını üretiyor. Her nesilde 3-5 tane kopya üretiyor. Ama her kopyanın farklı 1-2 geni rastgele değişmiş oluyor. Kullanıcı kendisine daha estetik görünen kopyalardan birini seçiyor. Şimdi de bu kopya canlı, kendi kopyalarını üretiyor. Yine her kopyanın 1-2 geni rastgele değişmiş oluyor. Ve kullanıcı bunlardan birini seçiyor. Bu böyle sürüp gidiyor. Nice nesil sonra oldukça estetik canlı temsiller oluşabiliyor. İşte böyle bir yazılım daha da geliştirilebilir. Her nesilde seçilecek kopyaları kullanıcının belirlemesi yerine, oluşturulacak sanal çevredeki çeşitli değişkenler belirleyici olabilir. Böylece Conway'in Hayat Oyunu'nda olduğu gibi yazılım kendi başına bırakılabilir. Epey zaman sonra bilgisayara tekrar bakıldığında oldukça şaşırtıcı canlı temsillerle karşılaşılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder