algılamak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
algılamak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2025 Cuma

Bir Bilginin Bilince Ulaşması - Beyin

 

Teorim, faal çalışma alanı nöronlarının bir alt kümesinin, saniyenin onda biri mertebelerindeki kararlı faaliyetinin bilinçli bir hâli kodladığını öne sürüyor. Bu nöronlar beynin birçok alanına yayılmıştır ve aynı zihinsel betimlemenin farklı yönlerini kodlarlar. Mona Lisa'nın farkına varmak; nesnelerle, anlam parçalarıyla ve anılarla ilgilenen milyonlarca nöronun ortak faaliyetini içerir.

Bilinçli erişim sırasında, bu nöronların tümü uyumlu ve eşzamanlı yoruma ulaşmak için son derece paralel bir çaba gösterirken, çalışma alanı nöronlarının uzun aksonları sayesinde karşılıklı mesaj alışverişi yapılır. Bir noktada birleştikleri zaman bilinçli algı tamamlanmış olur. Bu bilinçli içeriği kodlayan hücre grubu beynin her tarafına yayılmıştır: uzun mesafe aksonlu nöronlar vasıtasıyla bütün nöronlar yukarıdan aşağıya doğru eşzamanlı olduğundan, her biri beynin farklı bir bölgesi tarafından damıtılan ilgili bilgi parçacıkları uyumludur.

Nöronal eşzamanlılık belki de temel bir unsurdur. Birbirine uzak nöronların, spayklarını arka planda devam eden elektriksel salınımlarla eşzamanlı kılarak dev gruplar oluşturduğuna dair kanıtlar artıyor. Bu tablo doğruysa, düşüncelerimizin her birini kodlayan beyin ağı, yanıp sönmelerini grubun genel ritmine uyduran bir uğurböceği kümesini andırır. Bilincin olmadığı durumda, orta büyüklükteki hücre grupları yerel olarak (örneğin bir kelimenin anlamını bilinçdışı olarak sol temporal lobumuzdaki dil ağlarının içinde kodladığımızda) hâlâ eşzamanlı olabilir. Ancak alın korteksinin ilgili mesaja erişimi olmadığı için mesaj geniş bir şekilde paylaşılamaz ve dolayısıyla bilinçdışı kalır.

Bu nöronal bilinç kodunun zihinsel imgelerinden birini daha gözümüzde canlandıralım. Korteksinizdeki on altı milyar kortikal nöronu düşünün. Her biri küçük bir uyaran dizisiyle ilgilenir. Çeşitlilikleri şaşırtıcıdır: sadece görsel kortekste yüzler, eller, nesneler, perspektif, şekil, çizgiler, eğriler, renkler, üç boyutlu derinlik ile ilgilenen nöronlar vardır... Her hücre, algılanan sahneyle ilgili sadece birkaç bilgi parçası aktarır. Ancak bu hücreler topluca, muazzam bir düşünce dağarcığını temsil etme gücüne sahiptir. Bütünsel çalışma alanı modeli, bu muazzam potansiyel gruptan tek bir düşünce nesnesinin herhangi bir anda seçilerek bilincimizin odağına yerleştiğini savunur. O anda ilgili tüm nöronlar, alın korteksi nöronlarının bir alt kümesinin koruması altında kısmen eşzamanlı olarak faaliyete geçer.

Bu tür bir kodlama şemasında, ateşleme yapmayan suskun nöronların da bilgi kodladığını anlamak çok önemlidir. Onların sessizliği, tercih ettikleri özelliğin mevcut zihinsel sahnede olmadığını ya da ilgisiz olduğunu diğerlerine üstü kapalı bildirir. Bilinçli içeriği, faal nöronlar kadar suskun nöronlar da belirler.

Bilinçli algı, son tahlilde heykel yontmaya benzetilebilir. İşlenmemiş mermer bloğuyla işe başlayan sanatçı, ufak ufak oyduğu mermerin çoğunu yok ederek kendi hayal gücünü sergiler. Benzer şekilde yüz milyonlarca çalışma alanı nöronuyla işe koyulan beynimiz, başlangıçta çekimser olan ve kendi referans çizgilerinde ateşleme yapan nöronların çoğunu susturup sadece küçük bir bölümünü faaliyette bırakarak dünyayı algılamamıza izin verir. Faaliyetteki nöron kümesi, tam olarak bilinçli düşüncenin hatlarını belirler.

Alıntı: Bilinç ve Beyin: Beynin Düşüncelerimizi Nasıl Kodladığını Çözmek - Stanislas Dehaene